06
EKİM 1
- 1 Gece
- 2 Gece
- 3 Gece
- 4 Gece
- 5 Gece
- 6 Gece
- 7 Gece
- 8 Gece
- 9 Gece
- 10 Gece
1
- 1 Yetişkin
- 2 Yetişkin
- 3 Yetişkin
- 4 Yetişkin
- 5 Yetişkin
- 6 Yetişkin
0
- Çocuk Yok
- 1 Çocuk
- 2 Çocuk
- 3 Çocuk
- 4 Çocuk
- 5 Çocuk
Yerel Saat |
A
Benzersiz doğası ve özgün kültürüyle Doğu Karadeniz'in görülmeye değer şehirlerinden biri olan Trabzon, tarih boyunca pek çok imparatorluğa başkentlik yapmıştır. Köklü ve zengin bir tarihsel mirası içinde saklayan bu kendine has yerleşim yeri, zamana geniş bir perspektiften bakarken tabiatın en cömert haline tanıklık etmenizi sağlar.
Müzeleri, hanları, konakları, camileri ve manastırları ile farklı kültürleri iç içe geçiren Trabzon, öte yandan yeşilin binbir tonuna sahip yaylaları ve ömre ömür katan manzaralarıyla her sene milyonlarca yerli ve yabancı turistin ilgi odağıdır.
Yeşil ve mavinin en büyüleyici kesişiminde, Trabzon'un tarihini ve doğasını keşfetmek istiyorsanız işte seyahat planınıza eklemeniz gereken rotalar:
Tarih ve Doğanın Sentezi: Trabzon Kalesi
Bizans Çağı'na ait temeller üzerinde inşa edilen Trabzon Kalesi, şehir merkezinde yer aldığı için en rahat ulaşılabilen eserler arasındadır. Tabakhane'den Zağnos Vadisi'ne uzanan bölgedeki yüksek kaya kitleleri üzerinde konumlanan Trabzon Kalesi; Yukarı Hisar, Orta Hisar ve Aşağı Hisar olmak üzere üç ayrı bölümden oluşur. Yukarı Hisar, İç Kale'yi korurken aynı zamanda akropol görevi de görmektedir. İlk kalenin M.Ö 4. 2000'li yıllarda yapıldığı sanılmaktadır. Eski kaynaklarda saray, hamam, kule ve hipodrom kalıntılarının burada bulunduğu belirtilir. İmparator 2. Aleksios tarafından yaptırılan Orta Hisar ve Yukarı Hisar düzenli bir görünüme sahip olmamakla beraber, İç Kale'nin devamı şeklindedir. Sur duvarlarında Osmanlı dönemine ait bazı kitabeler de bulunmuştur. Trabzon Kalesi, hemen aşağısındaki deniz, başucundaki yeşilliklerle tarih ve doğanın mükemmel sentezini gözler önüne sermektedir.
Sanat ve Tarihin İzinde: Ayasofya Müzesi
Kral I. Manuel'in 1250-1260 yılları içinde yaptırdığı manastır kilisesine verilen Ayasofya adı, "Kutsal Bilgelik" anlamına gelmektedir. Önceleri kilise olarak kullanılan yapı, 1461 yılında Fatih Sultan Mehmed'in Trabzon'u fethetmesiyle camiye dönüştürülmüştür. Uzun yıllar boyunca ibadete kapalı olan manastır, 1865 yılında müslümanların topladığı parayla Rum ustalar tarafında onarılıp tekrar camiye çevrilmiştir. Azize Sofya Kilisesi olarak da bilinen eser 1. Dünya Savaşı esnasında şehri işgal eden Rum ordusu tarafından askeri hastane, depo ve benzeri amaçlarla kullanılmıştır. Daha sonra restore edilen yapı 1964'te müze olarak faaliyete açılmıştır. Benzersiz taş işçiliği ve köklü geçmişiyle sanat tarihi açısından da önemli bir eser olan Ayasofya, günümüzde müze ve camii olarak hizmet vermektedir. Sahile yaklaşık 100 metre uzaklıkta bir tepede yer almaktadır.
Bir Çarşı Bir Tarih: Bedesten
Trabzon'un merkezinde yer alan ve şehrin en eski mimari örneklerinden biri olan Bedesten; kıyafet, bakırcılık, takı tasarımı ve el sanatları dahil pek çok iş yerine ev sahipliği yapmaktadır. 11. yüzyılda Cenevizliler tarafından inşa edilen yapının, Osmanlı'nın Trabzon'u fethetmesinin ardından Bedesten olarak kullanılmaya başladığı bilinmektedir. Günümüzde, Osmanlı Dönemi'nde olduğu gibi değerli eşyalar satın almak ve yöresel yemekler tatmak için halka açık olan yapı, Meydan Parkı'na 10 dakikalık bir yürüyüş mesafesindedir.
En Değerli Miras: Atatürk Köşkü
Şehrin en yüksek noktasındaki Soğuksu sırtlarında, çam ağaçları ve muhteşem bir bahçe içinde bulunan Atatürk Köşkü bembeyaz mimarisiyle inci gibi parlamaktadır. 1890 senesinde Rus uyruklu bir Rum vatandaşın yazlık olarak yaptırdığı köşk, 1923'te hazineye aktarılmıştır. Ulu Önder Atatürk 1924 yılındaki ilk Trabzon ziyaretinde bu köşkte ağırlanmıştır. Ata'nın çok beğendiği yapı Trabzon Belediyesi tarafından özel idareden satın alınmış ve kendisine armağan edilmiştir. Ölümünün ardından varisi Makbule Boysan'a devredilen yapıyı daha sonra Trabzon Belediyesi satın almıştır. Böylece her köşesi Ata'nın anılarıyla dolu bir müze oluşturularak 1943'te ziyarete açılmıştır.
Kuşbakışı Trabzon: Boztepe
Şehir merkezine yaklaşık 3 km uzaklıkta bulunan Boztepe, büyüleyici manzarasıyla Trabzon'u mükemmel bir şekilde resmetmektedir. Yüksek bir noktadan şehri seyir zevki sunan Boztepe, hırçın Karadeniz'in yukarıdan bakınca dinginleşen dalgalarına, ışıkları bir yanıp bir sönen şileplere ve yağlı boya tabloları andıran gün batımlarına şahitlik etmek isteyenlerin vazgeçilmez rotaları arasındadır. Boztepe'de semaverde çay eşliğinde manzarının büyüsüne kapılırken bir şehrin yüzlerce yıllık tarihine geniş bir pencereden bakmak mümkündür.
Cennetten Bir Soluk: Uzungöl
Doğu Karadeniz turizminin göz bebeği olan Uzungöl, Haldizen Deresi'nin bulunduğu vadide gerçekleşen bir heyelan sonrasında dere yatağını kayaların kaplamasıyla oluşmuştur. Soğanlı Dağları'nın eteğinde yer alan bu göl 1989'da Tabiat Parkı, 2004'te ise Özel Çevre ilan edilmiştir. 1000 metre uzunluk ve 500 metre genişliğe sahip olan Uzungöl yaklaşık 15 metre derinliktedir. Yaz sezonunda ziyaretçilerini bol oksijeni, serin suları ve yemyeşil atmosferiyle karşılayan bu benzersiz göl, kış mevsiminde ise karla kaplı ormanları seyretmek isteyenlerin vazgeçilmez rotalarından biridir. Doğu Karadeniz'in cennet köşesi Uzungöl, yerli ve yabancı ziyaretçilerine dört mevsim boyunca doğanın tüm zenginliklerini sunmaktadır.
Müzeleri, hanları, konakları, camileri ve manastırları ile farklı kültürleri iç içe geçiren Trabzon, öte yandan yeşilin binbir tonuna sahip yaylaları ve ömre ömür katan manzaralarıyla her sene milyonlarca yerli ve yabancı turistin ilgi odağıdır.
Yeşil ve mavinin en büyüleyici kesişiminde, Trabzon'un tarihini ve doğasını keşfetmek istiyorsanız işte seyahat planınıza eklemeniz gereken rotalar:
Tarih ve Doğanın Sentezi: Trabzon Kalesi
Bizans Çağı'na ait temeller üzerinde inşa edilen Trabzon Kalesi, şehir merkezinde yer aldığı için en rahat ulaşılabilen eserler arasındadır. Tabakhane'den Zağnos Vadisi'ne uzanan bölgedeki yüksek kaya kitleleri üzerinde konumlanan Trabzon Kalesi; Yukarı Hisar, Orta Hisar ve Aşağı Hisar olmak üzere üç ayrı bölümden oluşur. Yukarı Hisar, İç Kale'yi korurken aynı zamanda akropol görevi de görmektedir. İlk kalenin M.Ö 4. 2000'li yıllarda yapıldığı sanılmaktadır. Eski kaynaklarda saray, hamam, kule ve hipodrom kalıntılarının burada bulunduğu belirtilir. İmparator 2. Aleksios tarafından yaptırılan Orta Hisar ve Yukarı Hisar düzenli bir görünüme sahip olmamakla beraber, İç Kale'nin devamı şeklindedir. Sur duvarlarında Osmanlı dönemine ait bazı kitabeler de bulunmuştur. Trabzon Kalesi, hemen aşağısındaki deniz, başucundaki yeşilliklerle tarih ve doğanın mükemmel sentezini gözler önüne sermektedir.
Sanat ve Tarihin İzinde: Ayasofya Müzesi
Kral I. Manuel'in 1250-1260 yılları içinde yaptırdığı manastır kilisesine verilen Ayasofya adı, "Kutsal Bilgelik" anlamına gelmektedir. Önceleri kilise olarak kullanılan yapı, 1461 yılında Fatih Sultan Mehmed'in Trabzon'u fethetmesiyle camiye dönüştürülmüştür. Uzun yıllar boyunca ibadete kapalı olan manastır, 1865 yılında müslümanların topladığı parayla Rum ustalar tarafında onarılıp tekrar camiye çevrilmiştir. Azize Sofya Kilisesi olarak da bilinen eser 1. Dünya Savaşı esnasında şehri işgal eden Rum ordusu tarafından askeri hastane, depo ve benzeri amaçlarla kullanılmıştır. Daha sonra restore edilen yapı 1964'te müze olarak faaliyete açılmıştır. Benzersiz taş işçiliği ve köklü geçmişiyle sanat tarihi açısından da önemli bir eser olan Ayasofya, günümüzde müze ve camii olarak hizmet vermektedir. Sahile yaklaşık 100 metre uzaklıkta bir tepede yer almaktadır.
Bir Çarşı Bir Tarih: Bedesten
Trabzon'un merkezinde yer alan ve şehrin en eski mimari örneklerinden biri olan Bedesten; kıyafet, bakırcılık, takı tasarımı ve el sanatları dahil pek çok iş yerine ev sahipliği yapmaktadır. 11. yüzyılda Cenevizliler tarafından inşa edilen yapının, Osmanlı'nın Trabzon'u fethetmesinin ardından Bedesten olarak kullanılmaya başladığı bilinmektedir. Günümüzde, Osmanlı Dönemi'nde olduğu gibi değerli eşyalar satın almak ve yöresel yemekler tatmak için halka açık olan yapı, Meydan Parkı'na 10 dakikalık bir yürüyüş mesafesindedir.
En Değerli Miras: Atatürk Köşkü
Şehrin en yüksek noktasındaki Soğuksu sırtlarında, çam ağaçları ve muhteşem bir bahçe içinde bulunan Atatürk Köşkü bembeyaz mimarisiyle inci gibi parlamaktadır. 1890 senesinde Rus uyruklu bir Rum vatandaşın yazlık olarak yaptırdığı köşk, 1923'te hazineye aktarılmıştır. Ulu Önder Atatürk 1924 yılındaki ilk Trabzon ziyaretinde bu köşkte ağırlanmıştır. Ata'nın çok beğendiği yapı Trabzon Belediyesi tarafından özel idareden satın alınmış ve kendisine armağan edilmiştir. Ölümünün ardından varisi Makbule Boysan'a devredilen yapıyı daha sonra Trabzon Belediyesi satın almıştır. Böylece her köşesi Ata'nın anılarıyla dolu bir müze oluşturularak 1943'te ziyarete açılmıştır.
Kuşbakışı Trabzon: Boztepe
Şehir merkezine yaklaşık 3 km uzaklıkta bulunan Boztepe, büyüleyici manzarasıyla Trabzon'u mükemmel bir şekilde resmetmektedir. Yüksek bir noktadan şehri seyir zevki sunan Boztepe, hırçın Karadeniz'in yukarıdan bakınca dinginleşen dalgalarına, ışıkları bir yanıp bir sönen şileplere ve yağlı boya tabloları andıran gün batımlarına şahitlik etmek isteyenlerin vazgeçilmez rotaları arasındadır. Boztepe'de semaverde çay eşliğinde manzarının büyüsüne kapılırken bir şehrin yüzlerce yıllık tarihine geniş bir pencereden bakmak mümkündür.
Cennetten Bir Soluk: Uzungöl
Doğu Karadeniz turizminin göz bebeği olan Uzungöl, Haldizen Deresi'nin bulunduğu vadide gerçekleşen bir heyelan sonrasında dere yatağını kayaların kaplamasıyla oluşmuştur. Soğanlı Dağları'nın eteğinde yer alan bu göl 1989'da Tabiat Parkı, 2004'te ise Özel Çevre ilan edilmiştir. 1000 metre uzunluk ve 500 metre genişliğe sahip olan Uzungöl yaklaşık 15 metre derinliktedir. Yaz sezonunda ziyaretçilerini bol oksijeni, serin suları ve yemyeşil atmosferiyle karşılayan bu benzersiz göl, kış mevsiminde ise karla kaplı ormanları seyretmek isteyenlerin vazgeçilmez rotalarından biridir. Doğu Karadeniz'in cennet köşesi Uzungöl, yerli ve yabancı ziyaretçilerine dört mevsim boyunca doğanın tüm zenginliklerini sunmaktadır.